MEME/GÖĞÜS
KÜÇÜLTME AMELİYATI (REDÜKSİYON MAMOPLASTİ)
Meme kadınlığı simgeleyen organlardan
birisidir. Her kadın, estetik olarak güzel görünümlü memelere sahip olmak
ister. Ancak memelerin normalden daha büyük ve ağır olması, kişinin fiziki
görüntüsünü bozmasının yanı sıra boyun, sırt ve omuz ağrılarına, normal dik
duruş pozisyonunun bozulmasıyla kamburlaşmaya, memelerin karın cildi ile temas
eden alt yüzeyinin aşırı terlemesi ile pişik oluşması ve mantar enfeksiyonlarına,
sutyen askılarının omuz üzerinde derin izler bırakmasına neden olabilir. Büyük
ve sarkık memelerin yol açtığı bu tür şikâyetlerden meme küçültme ameliyatları
ile kurtulmak mümkündür.
Meme
küçültme ameliyatı
sonucunda memeler hacim olarak küçülür ve dikleşirler. Yapılan ameliyatta,
uygun kısımlardan meme dokusu ve deri fazlalıkları çıkartılır ve meme başı daha
yukarıya olması gereken yere alınır. Amaç kadına daha küçük, daha güzel şekle
sahip ve vücuduyla orantılı memeler kazandırmaktır.
Ameliyat tam teşekküllü bir hastanede
genel anestezi altında yapılmalıdır. Ortalama ameliyat süresi memelerin
büyüklüğüne ve kullanılan cerrahi yönteme bağlı olarak genellikle 3–4 saat
arasında değişir.
Ameliyatın tekniği memelerin
büyüklüğüne göre değişmektedir. Son yıllarda geliştirilmiş ameliyat teknikleri
ile hafif ve orta dereceli büyük memelerde meme başı çevresi ve meme başından
aşağı meme altı çizgisine doğru dikey olarak uzanan ameliyat izi ile normal büyüklük
ve dolgunlukta, dik ve diri meme görüntüsü elde etmek mümkündür. İleri derecede
büyük memelerde ise uygulanan ameliyat teknikleri farklıdır.
Genç-orta yaşlı ve çok aşırı meme
büyüklüğü olmayan kişilerde genellikle pediküllü teknikler tercih edilir.
Bunların arasında inferior pedikül tekniği daha büyük memelerin küçültülmesinde
kullanılabilir ve bu yöntem genellikle tercih edilir. Ameliyat sonunda meme
başı çevresinde ve altında ve meme katlantısı üzerinde ters T şeklinde bir iz
kalır ve meme başı ve meme ucu olduğu gibi korunur.
Memeler ameliyat sırasında normalden
biraz daha fazla dikleştirilir çünkü zaman içerisinde yerçekiminin etkisi ile
memeler yeni şeklini alırken biraz sarkma olabileceği hesaba katılmalıdır.
Hastanın operasyon sonrası hastanede
kalış süresi 1–2 gündür. Hastanede kalış süresi hastanın yaşı, yandaş
hastalıkların varlığı ve kullanılan cerrahi teknikten etkilenir. Bu ameliyat
vücutta geniş bir bölgeyi etkiler ama
ameliyat sonrası hastayı çok fazla rahatsız edecek derecede ağrı görülmez.
Operasyon sonrası hissedilen ağrı, ağrı kesici ilaçlar ile rahatlıkla kontrol
altına alınabilir.
Yapılan ameliyatın etkisinden dolayı
memelerde ödem (şişlik) ve hafif morarmalar gözlenebilir. Ameliyattan sonraki
memelerin bu görünümü ve ameliyat izleri kişiyi hayal kırıklığına uğratabilir,
hatta kişi bu yüzden ameliyat olduğuna pişman bile olabilir. Ancak 3 hafta
kadar sonra ödem ve morluklar düzelecek, birkaç ay sonra meme hafifçe aşağıya doğru
inecek, memenin alt kenarı normal şeklini kazanacak ve ameliyat izleri yavaş
yavaş azalmaya başlayacaktır. Memenin tam şeklini alması ve yara izlerinin
azalması için en az 6 ay gerekir. Bu sürenin sonunda, ameliyattan sonra deri
üzerindeki yer çekimi ve statik gerilim kuvvetlerin değişiminin etkisiyle
ortaya çıkabilecek yara iyileşme problemleri (meme başında hafif kayma,
belirgin yara izleri vb.) olursa lokal anestezi altında yapılabilecek küçük
girişimler ile bu sorunlar düzeltilebilir.
Ameliyatta uygulanan tekniğe bağlı
olmaksızın açık tenli ve yara iyileşme fizyolojisi normal olan kişilerde kalan
ameliyat izleri çok belirgin değildir. Ancak izlerin belirginliği yine de
kişinin yaşına, genetik yapısına ve derinin yapısal özelliklerine göre
değişebilir. Ameliyat sonrası doku şişmesi nedeniyle meme başı ve meme
derisinde bir miktar his kaybı gelişebilir. Bu durum genellikle 6 hafta içinde
kaybolur. Bazı hastalarda bu his kaybı 1 yıl veya daha uzun sürebilir; nadiren
de kalıcı olabilir. Bu operasyon tekniğinde çıkarılan meme dokusunun miktarına
bağlı olmak koşulu ile ameliyat sonrası dönemde doğum yapıldığında anne sütünde
bir miktar azalma olabilmesine rağmen meme küçültme ameliyatı olan bazı
kadınlar çocuklarını normal olarak emzirebilmektedirler. Ancak genellikle bu
önceden tayini zor bir durumdur.
Yaşlı, yandaş ciddi sistemik hastalığı
olan, meme dokusu kanser gelişimi için risk taşıyan ve meme büyüklüğü çok aşırı
derecede olan hastalarda genellikle ampütasyon mamoplasti tekniği (Thorek
ameliyatı) kullanılır. Bu teknikle her memeden 1000 gr’dan çok daha fazla
miktarda meme dokusu ve eğer istenirse meme dokusunun tamamına yakını bu
yöntemle çıkarılabilir. Bu teknikte meme başı ve meme ucu deri aşısı (greft)
şeklinde yeni yerine geri konulur ve bu nedenle meme ucu operasyon sonrası genellikle
eskisi gibi belirgin olmaz. Kalan iz yine ters T şeklindedir. Bu ameliyat
sonrasında meme başı ve ucunun dokunma duyusunda farklı derecede kalıcı
değişiklikler gelişebilir. Ayrıca ameliyat sonrası dönemde doğum yapıldığında
emzirmek mümkün olmaz. Ancak bu operasyonun meme kanserine karşı koruyuculuğu
oldukça yüksektir.
Meme küçültme ameliyatını takiben
kişinin fiziki ve ruhsal durumunda çarpıcı bir düzelme görülür. Memelerin
büyüklüğünden kaynaklanan şikâyetler hızla kaybolur ve yerini bir hafiflik ve
rahatlık hissine bırakır.